Friday, June 29, 2012

Tefrika §§1-3

Tefrika

1. Dilin bahşedilmiş olduğu insanların hiçbirinin bunu anlatamayacakları bir durumda bulunduklarından haberin oldu. Çoğu gözden kayboldu ve kurtulanlar onun hakkında nadiren konuşuyor. Ondan bahsettiklerinde tanıklıkları bu durumun sadece küçük bir kısmına şahitlik ediyor. Bu durumun gerçekte varolduğunu nereden bilebilirsin? Haber kaynağının hayal gücünün eseri olmadığın nasıl bilebilirsin? Ya bu durum hiç olmadı, ya da oldu ve fakat senin haber kaynağının tanıklığı yanlış -çünkü ya ortadan kaybolması gerekiyordu, ya sessiz kalması ya da konuşuyorsa olaya dair her zaman belirli bir tecrübe olacak ve mevzubahis durumun bir bileşeni olup olmadığı sorusu açıkta kalacak.

2. ''Binlerce belge inceledim. Uzmanları ve tarihçileri takip ettim sorularımla. Kendi gözleriyle gaz odalarını görmüş tek bir sürgünü bulmak için boşuna çabaladım'' (Faurisson, alıntılayan Pierre Vidai-Naquet. 1981: 81). Bir gaz odasını 'kendi gözleriyle görmek' kişiye, onun varlığını söyleyebilme yetkisini ve varlığına inanmayanı ikna otoritesini veren koşuldur. Fakat gaz odasının görüldüğü gibi öldürülmek için kullanıldığını da kanıtlamak zorunluluğu vardır. Gaz odalarının öldürmek için kullanıldığına dair kabul edilebilir tek kanıt gaz odasında ölmektir. Ama eğer kişi öldüyse buna tanıklık edemez. - Davacı gaz odalarının ve Nihai Çözüm'ün varlığı noktasında kandırıldığından yakınıyor. Argümanı: bir yerin gaz odası olarak belirlenebilmesi için kabul edebileceğim tek görgü şahidi bu gaz odasının bir kurbanı olabilir. Şimdi, karşı tarafa göre ölü hiçbir kurban yok; öbür türlü bu gaz odası iddia ettiği şey olamazdı. Dolayısıyla gaz odası yoktur.

3. Mesleğini savunan bir editör diyor ki, bana tüm editörlerin reddedeceği ve dolayısıyla bilinmez kalacak bir şah eser başlığı söyle. Muhtemelen bu türden bir başyapıt bilmiyorsun, varolsaydı, bilinmez kalırdı. Eğer bir tanesini bildiğini düşünüyorsan, henüz kamusallaşmadığı için, senin gözündeki değeri hariç, es geçilemez olduğunu söyleyemezsin. Hiçbirini bilmiyorsun, ve sonuç olarak, editör haklı. - Bu argüman evvelki paragraflardaki argümanla aynı biçime sahip. Gerçeklik 'bu ya da şu özneye verili' olan şey değildir. Gerçeklik ittifakla üzerinde anlaşılmış bir protokolün tanımladığı tahakkuk prosedürlerinin icrasından ve herkese teklif edilen bu icrayı yeniden başlatma imkanından neşet eden  (kişinin hakkında konuştuğu) bir gönderge durumudur. Yayıncılık sektörü bu protokollerden biridir, tarihsel araştırma bir başkası.

No comments:

Post a Comment